Amaç Hayatta Kalmaksa
Amaç hayatta kalmaksa….
Bugün en gelişmiş tür kabul edilen insanın bile temel davranış güdülerini ilkel beynimiz kontrol ediyor. Bunların başında ise tüm canlılarda da ortak olan bir özellik var; Hayatta kalmak.
Hayatta kalmak kavramına ise modern dediğimiz bu dünyada farklı anlamlar yüklenmiş. Eskiden çalıların arasında çıkma potansiyeli olan bir yırtıcıya karşı geliştirdiğimiz beyin kimyasallarını, hayatın farklı durumlarında karşılaştığımız risklere karşı salgılar olmuşuz.
İnsan yapısı gereği değişimle, beklenmeyenle karşılaştığında hayatta kalma kimyasallarını sık kullanmaya başlayınca stres dediğimiz durum karşımıza çıkıyor. İlginçtir ki biz stres ile gene ilkel beyimizin bize verdiği silahlarla savaşıyoruz.
Bundan on küsur yıl önce bir dizi çalışmanın parçası olarak uzayda deneyler yapmaya giden gönüllü bir amatör grup, yanlarında birkaç örümcek götürdüler. Örümcekler hayatta kalmak için ağ örerek avlanan canlılar. Bu ağlarını örerken kendilerini A noktasından B noktasına götürecek ilk adım için yer çekiminden faydalanıyorlar. Sonunda da ağırlık merkezi sağ üst noktaya yakın bir muhteşem ağ görseli ortaya çıkıyor.
Ancak uzayda yerçekimi yok. Bu demektir ki milyonlarca yıldır öğrendikleri gerçeği kullanamayacaklar. Diğer yandan hayatta kalmak duygusu onlara vazgeçmemelerini kodlamış. Defalarca başarısız denemeler yapıyorlar, yorulmuyor ve vazgeçmiyorlar. Sonunda bir su böceği gibi havada yüzmeyi öğreniyorlar, uzay aracının ışığından yön bulmayı öğreniyorlar ve ağlarını kuruyorlar. Bu sefer ağın ağırlık merkezi merkeze çok daha yakın oluyor üstelik. Ağın altında saklanmıyor ve üstünde başka bir yerde durmayı öğreniyorlar.
Değişime uyum sağlamak kolay ve konforlu bir şey değil ama hayatta kalmak adına bize öğretilen kadim kodun gerektirdiği bir gerçek. Bu kadim kodun gücüyle, bir örümcek yer çekimsiz ortamda ağ kurmayı öğrenebiliyorsa, iş ya da özel hayatımızın bize getireceği beklenmedik değişimlere karşı içimizdeki bu muhteşem gücü kullanabiliriz.
Sevgiyle kalın.
Topluluk Önünde Konuşmak
Topluluk önünde konuşmak…
Business Coaching – BuCo Akademi ailesi olarak, uyguladığımız Lead Now Liderlik Eğitimlerinin sonunda zaman zaman “topluluk önünde konuşma yapma” ya da “kitlelere sunum yapmak” ile ilgili bire bir çalışma talebi alırız.
Bu çalışmalarda en sık karşılaştığımız ifadelerin başında, topluluk önüne sunum ya da konuşma yapmak için çıkan arkadaşlarımızın kendilerini çok heyecanlı hissetmeleri gelir. Hemen hepsinde de bu heyecan duygusunun kendilerini kötü hissetmelerini sağlayan negatif bir duygu olduğu düşüncesi hakimdir. Yaratıcı Drama Öğretileri ile desteklediğimiz, abartma ve yansıtma teknikleri ile kullandığımız çalışmanın sonunda ise, aslında bu heyecanın ne kadar değerli olduğunu, saklamanın değil katılımcılarla paylaşmanın esas olduğu gerçeği ile tanışır arkadaşlarımız.
Gene bir başka konu inançla kanıt arasındaki fark olarak çıkar karşımıza. Eğitim sistemimiz ilk okuldan itibaren ezbere dayalı bir anlatı içerdiğinden midir bilmiyorum ama, herhangi bir konuya sorgulamadan inanma ve alternatif düşünce üretememe gerçeği iş hayatında da devam eder çoğu zaman. Sunum yaparken, insanlarla bir bilgi vb paylaşırken kendi inandığımız gerçekleri anlatmayı, kanıtla konuşmaya tercih ederiz. Katılımcılarda aynı anlayışta olurlarsa bu sunum ya da toplantıda anlatılanlarla sabit inanışları değiştirebilmek, etkilemek hatta karşı tarafta bir kıvılcım doğurmak bile pek mümkün değildir. Bunun maddi karşılığını ölçmek mümkün olsa nasıl bir rakam çıkacağını hayal gücünüze bırakıyorum. Kanıtla konuşma pratikleri arttıkça sunumun korku veren tarafı aynı hızla özgüven vermeye başlar arkadaşlarımıza.
Son olarak en çok eğlendiğimiz ama en zorlandığımız alan ise duyguyu karşı tarafa geçirmektir. Ağırlıklı olarak rakamsal bilanço sunumları yapan ve malesef katılımcıları 10 dk sonra uyuklamaya başlayan bir arkadaşımız vardı. Eğitim sonunda geliştirdiğimiz oyunlaştırma sonunda bilançodaki geçen yılın rakamlarına göre bu seneki değişiklikleri çeşitli büyüklükte toplarla anlatmaya karar verdi. Pinpon, tenis, golf, voleybol, futbol, basketbol vb farklı büyüklükteki bu topları da katılımcılar arasında dolaştırmayı eklediği bir sunum yaptı. Altı ay boyunca şirkette herkes onun sunumunu konuştu ve bilanço rakamlarının nasıl değiştiğini şirket çalışanları daha önce hiç bu kadar fark etmemişti.
Yıllar önce yaratıcı drama eğitimini alırken, İstanbul Drama Sanat Akademisinden hocamız, Sn. Ayla Algan bize ”Bütün iş duyguyu karşıya geçirmektir.” demişti.
Duyguyu karşı tarafa geçirip, hatırlanacağınız etkili sunumlar yapmanızı dilerim.
Sevgilerimle
Uğur Emiroğlu
BuCo Akademi Danışmanlık A.Ş
Kurucu Ortak
Duygularınla Kavga Edersen
Duygularınla kavga edersen….
Uzun zamandır içinde olduğum Takım Koçluğunda, birlikte çalıştığım kurumsal takımlar çoğunlukla beş ile 12 kişi arasında değişiyordu. Takım kavramının en temelinde olan iki kişiden oluşan bir takımla geçen haftalarda çalışmaya başladığımda bu durumun getirdiği heyecanımın daha farklı olmasının sebebini buna bağladım.
Kurumsal tecrübeleri 15 yılın üstünde olan iki arkadaşımızı şirket birleşmeleri sonrasında beraber bir takım olma yoluna davet etmişti hayat…
İlk çalışmamızda dikkatimi çeken konu her iki takım üyesinden gelen seslerin kendi sahipleri ile olan çelişkisi oldu.Duygularımız hava durumu gibidir, onları kontrol edemiyoruz. Oysa ki iş hayatında, özellikle üst kademelerde, her şeyi kontrol etmemizin istenmesinden midir nedir, sanki duygularımızı da kontrol edebileceğimize inanırız.
Peki Ne Yapmak Gerekir?
Sadece kabul etmek ve saygı duymayı denemek.
Önce kendi duygularımız için başlıyor bu süreç. Yani kendi duygularımızı kabul edemiyorsak, onların getirdiklerine hoş geldin diyemiyorsak, takım arkadaşımızınkini anlamak hayal oluyor.
Bunun İçin Ne Lazım?
Farkındalık, farkındalık, farkındalık……
Yıllar önce, kendi adıma bu sorunun cevabını bulmak istediğimde farkındalık için küçük (1-3 dk) molalar vermeyi ve gün içinde yaşadıklarıma tepeden bakmayı öğrenmiştim. İşe yarıyor. Sonra buna gene aynı sürelerle yapmaya başladığım meditasyonu katınca farkındalık kasları gelişiyor ve ihtiyaç olduğunda “ben buradayım” demeye başlıyorlar.
Sonra sıra karşı tarafın duygularını kabul etmeye ancak geliyor.
Peki, bunun için ne lazım?
Kaliteli dinlemek…. Bundan 10 yıl önce, takım koçluğu hakkında ilk çalışmaları yaparken, gürültülü bir yerde bir çok sesi aynı anda dinleyip ayırmak ve melodisini yakalamak bu amaçla yaptığımız ilk egzersizdi. Zira, bizim işimizde, söylenen ve söylenmeyen sesleri ne kadar iyi duyarsak, üyeler arasındaki ilişki sistemi zekasını o kadar anlayabilirsiniz.
Size önerim günde birkaç dakika sessizlik molaları verip, sessizliğin sesini dinlemeniz. Karşıdakini en iyi şekilde dinlemenin ve merak etmeye başlamanın ilk adımı sessizliği dinleyebilmekten geçiyor. Ne zaman merak etmeye başlıyorsunuz işte o zaman karşınızdaki kişinin duygularını yakalama kısmı gerçekleşiyor.
Eskiden okuduğum ve bugünlerde yeniden elime geçen sevdiğim bir kitap var;
Nancy Kline ın yazdığı; Time To Think. Çok öğretici bulduğum “Thinking Environment” kavramının da kurucusudur kendisi.
Araştırıp da söylediği bir gözlemi, beni hep etkilemiştir;
“Sizin bir insanı dinlerken gösterdiğiniz ilginin kalitesi, o insanın düşüncelerinin kalitesini belirler” diyor.
Evet, yazının başında belirttiğim iki kişilik takımın ilk seans sonrasında aldıkları aksiyon da bu oldu; “birbirlerini dinlerken gösterdikleri kalitenin artması ve bunun karşı tarafça da onaylanması”..
Sonuç mu, ben de merak ediyorum….Görecez.
Uğur Emiroğlu – ORSC, PCC
BuCo Akademi A.Ş
Kurucu Ortak
Koçluk Seansı ve BuCo Seans Akış Modeli A.N.L.A.

“Koçluk; İnsanın içindeki farklı enerjileri, kendisi için hayal edebileceği en doğru yere götürmeyi seçtiği kıymetli bir yolculuktur.”ICF
Peki Bu Yolculuk Nasıl Başlar?
ICF tarafından koçluk, danışanın kişisel ve mesleki potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için ilham veren, düşünmeye teşvik eden ve yaratıcı bir süreçte bir ortaklık ilişkisi olarak tanımlanmaktadır.
Standart bir koçluk seansı da ilk görüşme ile başlar.
İlk görüşme tanışma/ uyum seansıdır. İlk görüşmede koç ve danışanın birbirini tanıması, koçun danışanın ilerlemek istediği konuları ve süreçleri öğrenmek ve seans akışını tasarlamak için sorular sorması şeklinde ilerler.
Danışanın hedefleri, geliştirmek istedikleri konular konuşulur. Görüşmenin sonunda koç ve danışan bundan sonraki süreci, danışanın hedeflerine göre hangi sıklıkla nasıl görüşeceklerini planlarlar.
Standart bir koçluk seans akışı aşağıdaki adımları takiben ilerler;
- Danışanın gündeminin belirlenmesi
- Beklenti ve hedefler
- Konunun derinine inilmesi
- Kazanılan farkındalıklar ve planlanan aksiyonlar
- Seansın özeti ve değerlendirmesi
Standart seans akışına paralel olarak yapılandırılmış BuCo seans akış modeli A.N.L.A. modelinin adımları ise aşağıdaki gibidir;
A: Açık Alan Yarat
N: Nasıl’a Odaklan
L: Liderlik Et
A: Aksiyonda Mutabık Kal
Açık alan yaratmak koçun her seansa başladığında yapması gereken sürdürmesi gereken konumudur. ICF yetkinlikleri ve tanımlar ile danışan seansın ilerleyişi hakkında bilgi sahibi olur. Koç danışanın gündemini belirlemesini ister, seansın akışı danışanın çizeceği çerçeveye göre ilerler.
Nasıl’a odaklanmak yansıtmalar ve geribildirimler ile desteklenen bir keşif sürecidir. Danışanın bulunduğu noktayı, ulaşmak istediği yeri, hedeflediği gelişim odağını bunun onun için önemini merak ederek devam eder.
Liderlik akışa ve sürece liderlik etmektir ve danışanın engellerini fark etmesine ve alternatif yollar düşünmesine olanak sağlayan bir ilerleyiştir. Koç çeşitli koçluk araçları ile akışı kolaylaştıracak veya derinleştirecek yöntemleri danışan ile paylaşabilir.
Aksiyonda mutabık kalmak, danışanın seans başında istediklerini ne ölçüde aldığını ve seanstan ne ile ayrıldığı, hedeflediği aksiyonlarını netleştirmesi ve kazanımları hakkında farkındalıklarını tekrar eden süreçtir.
Koçluğun özü danışanın çeşitli farkındalıklar edinmesi ve bu farkındalıkları gerekli aksiyonlara dönüştürerek geliştirmek istediği konu ve alanlar üzerinde ilerlemesidir.
Her görüşme o gün konuşulanların, edinilen farkındalıkların ve hedeflenen aksiyonların bir özeti ile sonlandırılır. Danışanın seanstan ne ile ayrıldığı önemlidir ve elde ettikleri ile ne gibi aksiyonlar alacağını detaylı bir şekilde netleştirmek seans sonunda kazanacağı son farkındalık olarak nitelendirilebilir.
BuCo Akademi A.N.L.A. modeli daha detaylı içeriği ile BuCo Koçluk Programı kapsamında öğretilen bir modeldir. Eğitim katılımcıları ilk modülden son modüle kadar A.N.L.A. modelini içselleştirir. Çeşitli uygulamalar ve çalışmalar ile pratikte sınır tanımayan interaktif eğitim içeriği ile yapılandırılmış seans akış modelini öğrenirler.
Koçlukta GROW Modeli

GROW Modeli nedir?
Lider olmak ya da liderlik vasıflarına sahip olmak, insanların rutin yaşamlarında olduğu kadar iş dünyalarında da ihtiyaç duydukları bir şeydir. Bazı bilim adamları, “liderlerin doğuştan geldiğini” söylerler ve bu bir dereceye kadar doğrudur, ancak bazı teknikleri öğrenerek ve bazı nitelikler benimseyerek de lider olunabilir. Bir liderin en önemli rolü, insanlara veya takıma ellerinden gelenin en iyisini yapmaları için koçluk yapmaktır. Lider, insanlara veya takıma daha iyi kararlar vermede, ilerlemenin önünde engel teşkil eden sorunları çözmede, yeni beceriler öğrenmede ve kariyerlerinde nasıl ilerleyeceklerinde yardımcı olur.
Kanıtlanmış bazı teknikleri öğrenir, pratik yaparsanız ve içgüdülerinize güvenirseniz, harika bir koç ve lider olabilirsiniz. Bu yazımızda size iyi bir lider olmanıza gerçekten yardımcı olacak GROW koçluk modelinden bahsedeceğiz.
GROW modeli (veya süreci), temelinde hedef belirleme ve problem çözme için geliştirilmiş basit bir yöntemdir.
Model ilk olarak 1980’lerde performans koçu Sir John Whitmore tarafından geliştirilmiş ve 1980’lerin ve 1990’ların sonundan bu yana kurumsal koçlukta yaygın olarak kullanılmaktadır.
Koçlukta GROW Modeli Nasıl Yürütülür?
Model günümüzde koçluk seanslarında ve eğitimlerde yaygın olarak kullandığımız bir modeldir.
GROW Modeli, koçluk veya mentorlük süreçlerinizi yapılandırmak için basit, dört adımlı güçlü bir çerçevedir.
GROW, şu anlama gelen bir kısaltmadır:
Amaç, Gerçek, Seçenekler ve İrade
GROW modelini pratik olarak uygulamak için bir örneği ele alalım; Gelecekte bir tarihte tatil için bir ziyaret noktasına gitmek istiyorsanız, öncelikle nereye gideceğinize (Hedef) ve bulunduğunuz yerin (şimdiki realiteniz) ne olduğuna karar vermeniz gerekir.
Grow modeline göre, sonrasında karar verdiğiniz konuma ulaşmanın çeşitli yolları ve araçları (seçenekleri) gözden geçirip, son aşamada ise iradeyi oluşturarak, yolculuğa çıkma konusunda taahhütte bulunacak ve yolda karşılaşabileceğiniz engellere kendinizi hazırlarsınız.
Modelin adımları;
GROW’un her türlü koçluk seanslarında ve uygulamalarında önerilen soru sıralaması dört ayrı başlığı izler;
- Amaç (Goal) belirleme; seans için hem uzun, hem de kısa vadeli.
- Gerçeğin (Reality) kontrolü; mevcut durumu incelemek için.
- Seçenekler (Options) ; alternatif stratejiler ya da hareket biçimleri.
- Ve son olarak; bunu yapma İradesi (Will).
GROW ipuçları;
G-R-O-W modelini bu kadar etkili yapan çerçevesinin esnek olmasıdır.
Modeli başarılı bir şekilde kullanılmanın anahtarı, öncelikle “G”yi (hedef) incelemek için koçluk alan kişi kendisi için hem ilham verici hem de zorlayıcı bir hedef belirleyene kadar yeterince zaman ayırmaktır.
Ve ardından sezginize göre, gerektiğinde hedefe geri dönmek de dahil olacak şekilde sıralama içinde esnek bir şekilde hareket etmektir.
Bir koç olmak istiyorsanız veya zaten bir koçsanız, ekip üyelerinin performanslarını geliştirmelerine ve organizasyonun tanımlanmış amaç ve hedeflerine ulaşmalarını planlamalarına yardımcı olmak için GROW koçluk modelini kullanabilirsiniz.
BuCo Akademi olarak İş Hayatında Yüksek Performans için Koçluk Programı içeriğinde BuCo Akademi tarafından geliştirilmiş olan ANLA Modeli’nin yanı sıra GROW modeli ve GROW modeli ile koçluk uygulamaları ile katılımcılarını bilgi ve deneyim olarak ileriye taşıyacak grup çalışmaları, değerlendirme araçları, ödevler, uygulamalar, workshoplar, geribildirim toplantıları ve danışmanlıklar ile mentorlük de sağlayarak fark yaratan doğal ve keyifli öğrenme platformu sunuyoruz.
Kaynaklar;
http://studylecturenotes.com/john-whitmore-grow-model-a-coaching-mentoring-process/
https://www.coachingcultureatwork.com/wp-content/uploads/The-GROW-Model.pdf
Kitap: Sir John. Whitmore- Performans için Koçluk
Koçluk Nedir?
Koçluk, insanların iş ve özel hayatlarının kalitesinin arttırılması adına önemli katkılar sunan, ileri doğru atılmış büyük bir adım, anlamlı yeni bir yolculuğunda başlangıcıdır. Koçluk, insanların mevcut becerileri, yetenek, bilgi ve yaşam potansiyellerini kullanabilmelerine imkân sağlanan katma değeri yüksek verim sağlayan bir destek hizmetidir.
İnsanlara fayda sağlamak, onları daha ileriye taşımak için güçlü sorular ile düşündürmek, farkındalıklarını ortaya çıkartmalarına yardımcı olmaktadır.
Koçluğun atalarından biri olan Timothy Gallwey’in de dediği gibi;
“Koçluk, insanların kendi performanslarını en yükseğe çıkarmaları için potansiyellerini serbest bırakmalarını sağlamaktır.”
ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) profesyonel koçluğu, insanların hayatlarında, kariyerlerinde, işlerinde veya organizasyonlarında olağanüstü sonuçlar üretmelerine yardımcı
olan profesyonel bir ilişki olarak tanımlar.
Günümüzün belirsiz ve karmaşık ortamlarında özellikle önemli olan koçluk, kişinin kişisel ve mesleki potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için ilham veren, düşünmeye teşvik eden yaratıcı bir süreçte danışan ile olan ortaklık ilişkisidir.
İş Hayatında Koçluk Nedir?
Koç, danışanının aynasıdır.
Profesyonel bir koçluk ilişkisinde koç, danışanın kendisini ve ulaşmak istediği şeyleri keşfetmesine ve bunları netleştirmesine teşvik eder. Koç, danışanının kendi hedeflerini ve bunu yapma yollarını seçmesine ve mevcut potansiyellerini ortaya çıkarmasına hizmet eden bir uzmandır.
“Koçluk, doğru sorularla farklı bakış açıları kazandırmayı hedefleyen bir disiplindir.” ICF
Koçluk Hangi Alanlarda Uygulanır?
BuCo Akademi İş Hayatında Yüksek Performans için Koçluk Programı iş dünyasına özel tasarlanmıştır, özellikle iş insanlarına, potansiyellerini keşfedebilecekleri, performanslarını arttıran, kendilerine ve kurumlarına yüksek katma değer sağlayarak fark yaratabilecekleri bilgi ve deneyim sağlamaktır.
Toplamda 4 modülden oluşan 82 saatlik “Business Coaching Program for High Performance” programı katılımcılarını bilgi ve deneyim olarak ileriye taşıyacak benzersiz eğitimler, grup çalışmaları, değerlendirme araçları, ödevler, uygulamalar, workshoplar, geribildirim toplantıları, danışmanlık ve mentorlük sağlayarak fark yaratan doğal ve keyifli öğrenme platformu sunar.
BuCo Akademi interaktif eğitim planı ile katılımcıları doğal öğrenme sürecine dahil eder,
tıpkı koçlukta olduğu gibi katılımcılar ilk modülden itibaren potansiyellerini ve ulaşmak istedikleri hedeflere ulaşmaları için teşvik edilirler. Böylelikle koçluk bakış açısına sahip birer koç lider olarak eğitimi tamamlamış olurlar.
Koçluk Programı Neleri İçerir?
Program içeriğinde, iş hayatında uygulanacak koçluklara özel araçlar bulunur. Katılımcıların koçluk gelişimleri, global standartlarda sunulmakta olan liderlik gelişim altyapısıyla desteklenmektedir.
Programı tamamlayan katılımcılar sertifikalarını aldıktan sonra, ICF’e üye olma hakkına sahip olurlar, birebir koçluk, yönetici koçluğu, kurum içi koçluk yapabilirler. Aynı zamanda uluslararası geçerliliğe sahip sertifikaları ile global alanda da koçluk yapabilirler.
Profesyonel Koçluk Nedir?
Koçluk, kişinin mevcut potansiyelini ortaya çıkarmasını amaçlayan ve ulaşılabilir hedefler ile olasılıklara odaklanarak kişinin istediği performansa ulaşmasını hedefleyerek ilerleyen planlı bir gelişim ilişkisidir.
Uluslararası Koçluk Federasyonu ICF tarafından Koçluk; günümüzün belirsiz ve karmaşık ortamlarında özellikle önemli olan, kişisel ve mesleki potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için ilham veren, düşünmeye teşvik eden ve yaratıcı bir süreçte müşteri ile ortaklık ilişkisi olarak tanımlanmaktadır.
Türkiye Koçluk
Ülkemizde ise Koçluk, standartları belirlenmiş bir meslek grubudur. 29 Haziran 2013 tarihinde Resmi Gazete ’de yayınlanması üzerine Koçluk resmi olarak bir meslek olarak tanınmıştır.
Böylelikle 2013 yılından bu yana Koçluk mesleğine sahip olmak ve Profesyonel Koç’ların resmi olarak mesleklerini yapabilmeleri imkanları sağlanmaktadır.
Koçluk artık kariyer odaklı tüm profesyoneller için mevcut ve kendi beklentilerinin ötesinde başarıya ulaşma fırsatı sunuyor, ve bununla birlikte tüm dünya çapında mevcut olan Profesyonel Koç’ların sayısı son yirmi yıldır istikrarlı bir şekilde artmaya başladı.
Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) üye sayısında sürekli bir artış yaşıyor. ICF Global CEO’su Magdalena Nowicka Mook’a göre Koçluk; güçlendirmeye devam ediyor.
ICF, 2021’de kayda değer bir büyüme yaşadı ve 156 ülkede 50.000’den fazla üyeye ulaştı. Bu da koçluğun giderek artan sayıda insan tarafından benimsenen küresel bir fenomen olduğunu gösteriyor.
Giderek daha fazla şirket, liderleri ve yüksek potansiyelli çalışanları için koçluğa yatırım yapmaya başladı. Bunun nedeni, bireysel koçluk ile kurumsal finansal performans arasında genellikle doğrudan bir ilişki olması. ICF ve İnsan Sermayesi Enstitüsü tarafından 2015 yılında yapılan bir ankete göre, Koçluğa yatırım yapan kuruluşlardan yanıt verenlerin %51’i diğer benzer kuruluşlardan daha yüksek gelir bildirdi.
Bununla birlikte şirketler, kuruluşlarının yetenek listelerine yeni bir unvan eklemeye başladı: Şirket içi Koç
Şu anda ICF üyelerinin %13’ü şirket içi Koç’lardan oluşuyor.
Peki Neden 2022 Sizin de Bir Koç ile Çalışmanız Gereken Yıl Olabilir?
Sebebi anlaşılabilir; değişime ayak uydurmamız gerekiyor. Kabul edelim. Son birkaç yıl başka hiçbir şeye benzemedi. Değişim zihnimizde başlar ve onu benimseme yeteneği başarıda farklılaştırıcı bir etkendir.
2022 sizin için de Koçluk ile tanışmanız gereken yıl ise sizi BuCo Akademi Koçluk Programlarını incelemeye davet ediyoruz.
Kaynaklar:
29 Haziran 2013 tarihli 28692 sayılı Resmi Gazete, “Koç Ulusal Meslek Standardı (Standart Kodu: 13UMS0318-6)”